KOKLEAR İMPLANT DEĞİŞİM SGK ÜCRET İADE DAVASI

İşitme kaybı yaşayan hastalar, yüksek maliyetleri nedeniyle önemli bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmayan koklear implant (biyonik kulak) cihazına erişimde zorluklar yaşamakta, tedavilerine ulaşmakta güçlük çekmekte veya yüksek meblağlar ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ancak, hukuki yollarla koklear implant bedelinin tamamının SGK’den karşılanması mümkün hale gelebilmektedir. Özellikle koklear implant ücret farkı davası, bu cihazlara erişimi kısıtlanan hastalar için önemli bir hukuki çözüm yolu sunmaktadır.

KOKLEAR İMPLANT NEDİR, NE İÇİN KULLANILIR?

Halk arasında ‘biyonik kulak’ olarak da bilinen koklear implant, işitme cihazlarından fayda görmeyen veya menenjit gibi hastalıklar sonucu ileri ya da çok ileri derecede işitme kaybı yaşayan bireylerde cerrahi yöntemle yerleştirilen bir iç kulak işitme protezidir. Bu cihaz, iç kulaktaki sinirleri elektriksel uyarılarla harekete geçirme prensibiyle çalışır. Koklear implant, işitme kaybı olan bir kişinin konuşmayı duyma ve anlama yeteneğini geri kazanmasına veya geliştirmesine yardımcı olabilir. İşitme cihazlarından farklı olarak, koklear implant sesleri yükseltmenin ötesinde, konuşmayı anlamayı önemli ölçüde iyileştirebilir. Ayrıca, koklear implant kullanan bazı hastaların belirli aralıklarla cihazlarını yenilemeleri gerekebilir ve bu durumda ortaya çıkan maliyetler de “koklear implant 7 yıllık yenileme ücret iade davası” gibi hukuki süreçlerin konusu olabilmektedir.

Koklear implant bedelinin tamamının SGK tarafından karşılanması için dava açılmadan önce, mevcut başvuru süreçlerinin tüm aşamalarının tamamlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, idari süreç ve prosedürler eksik bırakılarak doğrudan dava açılması, davanın reddedilme olasılığını artırabilir.

Bireylerin koklear implant bedelinin tamamının ödenmesi yönündeki başvuruları, yüksek ihtimalle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından reddedilmektedir. Anayasa ve temel insan haklarına aykırılığa rağmen, SGK hala birçok bu ve benzeri protez cihazının bedelinin büyük bir kısmını karşılamamaktadır. Bu gibi durumlarda, hukuki yollara başvurmak zaruri hale gelmektedir.

DAVA SÜRECİ NASIL İŞLER?

Mahkeme, incelemesi sırasında öncelikle Kuruma bedelin ödenmesi için başvuru yapılıp yapılmadığını, başvurunun reddedilip reddedilmediğini, işitme kaybı olan kişinin bu cihaza olan ihtiyacını gösteren sağlık kurulu raporunun mevcut olup olmadığını ve cihazın alımına ilişkin faturaları değerlendirecektir. Mahkeme ayrıca, cihazın fiyatını ve cihaz kullanımının hasta açısından tıbbi bir zorunluluk teşkil edip etmediğini araştırarak kararını verecektir.

CİHAZIN BEDELİNİN TAMAMININ ÖDENMESİ SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN BİR GEREĞİDİR.

Ne yazık ki, bu cihazların yüksek maliyetleri nedeniyle, hem Anayasamıza hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak SGK tarafından verilen ret kararlarına karşı dava açılması bir zorunluluk haline gelmektedir.

Anayasamızın temel ilkeleri ve özellikle yaşama hakkıyla ilgili 17. maddesi, herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu belirtir. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesi, devletin temel amaç ve görevleri arasında kişinin temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayan engelleri kaldırmak ve insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak olduğunu ifade eder. Yine Anayasamızın 56. maddesinde tanımlanan “Sağlık Hakkı” ile devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla ödevli olduğu hükme bağlanmıştır.

SGK’nin Anayasa’ya ve en temel hak olan yaşam hakkına aykırı olarak yaşam için zorunlu olan cihazların bedellerini ödememesi, hukuk devleti içinde çözüme kavuşturulabilecek bir durumdur. Ancak SGK’nin koklear implant cihazı bedelinin tamamının dava açılmadan karşılanması şu an için ne yazık ki mümkün görünmemektedir. Bu nedenle birçok hasta, hukuki bir yol olduğunu bilmeden mağdur olmakta ve tedavilerini yaptıramamaktadır. Oysa herkesin yaşam hakkı, sağlık hakkı ve tedavi hakkı bulunmaktadır. Dava sonucunda cihaz bedeli ve davacının yaptığı yargılama giderleri, davayı kaybeden Kurum’dan tahsil edilebilmektedir.

Unutulmamalıdır ki her birey, yaşamı hak eden ve kutsal hayatın içinde var oluşunun bir nedeni olan yegâne varlıktır. İnsanları ölüme değil, yaşama çağırmak toplumsal bir sorumluluktur. Atalarımızın “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı, bizi sosyal bir devlet yapar ve bu anlayışa uygun bir yaşamı sağlamayı zorunlu kılar. Bu bağlamda, koklear implant cihazına erişimde yaşanan sorunların hukuki yollarla çözümü, sosyal hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir ve “koklear implant ücret farkı davası” ile “koklear implant 7 yıllık yenileme ücret iade davası” gibi hukuki mekanizmalar, hastaların bu haklarına ulaşmasında önemli araçlardır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir