Keytruda Kanser İlacı Davaları ve SGK Karşılanmayan İlaç Davaları: Ankara Avukat Desteğiyle Hak Arayışı
Bu detaylı inceleme, Keytruda başta olmak üzere, yeni nesil kanser ilaçları için açılan SGK karşılanmayan ilaç davalarının hukuki dayanaklarını ve Yargıtay’ın bu konudaki önemli kararlarını ele almaktadır. Özellikle Ankara avukat desteğiyle bu süreçlerin nasıl yönetilebileceği ve hastaların hak arayışlarında nelere dikkat etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Keytruda ve Kanser İlacı Davalarının Hukuki Çerçevesi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal niteliğindeki kararları, Keytruda gibi hayati öneme sahip kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için belirli kriterlerin yerine getirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu kriterler arasında ilacın tıbben zorunlu olup olmadığı, hastanın iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağı, hangi kanser türünde ve evresinde kullanılacağı gibi hususlar yer almaktadır. Yargıtay, bu belirlemelerin üniversitelerin tıbbi onkoloji bilim dalından alınacak sağlık kurulu raporlarıyla yapılması gerektiğini net bir şekilde ifade etmiştir. Bu raporlarda, Keytruda gibi ilaçların “hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu” sonucuna varılması halinde, ilaç bedelinin uygunluğu ve katkı payı da gözetilerek denetime elverişli bir hesap raporu alınması gerektiği vurgulanmaktadır.
Örneğin, incelenen bir olayda, akciğer kanseri teşhisi konulan bir hastanın kemoterapiye rağmen hastalığının ilerlemesi üzerine Keytruda ilacına yönlendirildiği görülmüştür. Bu durum, Keytruda‘nın birincil tercih değil, diğer tedaviler yetersiz kaldığında başvurulan hayati bir seçenek olduğunu göstermektedir. İlk derece mahkemesi, hastanın Keytruda‘ya olan ihtiyacının gerçek ve ciddi olduğunu, sağlık ve yaşama hakkının anayasal bir güvence olduğunu belirterek davanın kabulüne hükmetmiştir.
SGK’nın İtirazları ve Hukuki Gerekçeler
SGK, Keytruda gibi kanser ilaçlarının karşılanmasında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’ndaki finansman kriterlerini öne sürmektedir. Kanun’un 64. maddesi, estetik amaçlı hizmetler, ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ve belirli kronik hastalıkların finansmanının kurumca sağlanmayacağını belirtir. Ayrıca 72. maddede, sağlık hizmetlerinin finansman planlamasında, hizmetin hayati önemi, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi gibi kriterlerin dikkate alınacağı vurgulanmıştır. SGK’nın yaptığı başvurular neticesinde, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, Keytruda‘nın davacı hasta için hayati zorunluluk taşıyıp taşımadığı ve iyileştirme gücünün olup olmadığı yönünden yeterli inceleme yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yerel Mahkemelerin Direnci ve Anayasal Haklar
Yerel mahkeme, Yargıtay’ın bu bozma kararına karşı direnç göstererek, Anayasa’da güvence altına alınan yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile sosyal hukuk devleti ilkesini öne sürmüştür. Mahkeme, devletin bu temel hakları sağlamakla yükümlü olduğunu ve Keytruda gibi ilaçların hastanın yaşam kalitesini artırdığı ve yaşam süresini uzattığı durumlarda iyileştirme gücünü en baştan değerlendirmenin tıbben mümkün olmadığını savunmuştur. Hastanın Keytruda‘dan fayda gördüğü ve kararın verildiği tarihte hayatta olduğu gerçeği, ilacın iyileştirme gücünün varlığını destekleyen önemli bir argüman olarak sunulmuştur.
İyileştirme Garantisi ve Hekim Sorumluluğu
Yargıtay’ın “iyileştirme” şartı araması, hem hastalar hem de hekimler arasında tartışmalara yol açmıştır. Zira hiçbir hekim, hastasını iyileştireceğini garanti edemez; hekimin yükümlülüğü, güncel tıbbi standartlara uygun ve hastanın durumuna en uygun tedaviyi uygulamaktır. Keytruda gibi modern kanser ilaçlarının etkileri kişiden kişiye değişebilir ve kesin bir iyileşme garantisi vermek tıbben mümkün değildir. Bu durum, “iyileşme garantili” sağlık raporları istenmesi gibi bir baskıya dönüşebileceği endişesini yaratmaktadır.
Ankara Avukat Desteğiyle SGK Karşılanmayan İlaç Davaları
Keytruda başta olmak üzere, SGK karşılanmayan ilaç davalarında başarı elde etmek için güçlü bir hukuki desteğe ihtiyaç vardır. Özellikle Ankara avukat büroları, sağlık hukuku ve idare hukuku alanındaki deneyimleriyle bu tür davalarda önemli rol oynamaktadır. Bir Ankara avukatı, hastaların durumuna özel hukuki stratejiler geliştirebilir, gerekli tıbbi raporların ve delillerin toplanmasına yardımcı olabilir ve dava sürecini etkin bir şekilde yönetebilir.
Unutulmamalıdır ki, bu davalar sadece Keytruda ile sınırlı değildir. Altuzan, Tecentriq gibi diğer akıllı kanser ilaçları ve SGK tarafından karşılanmayan diğer hastalık ilaçları için de benzer hukuki süreçler geçerlidir. Dolayısıyla, Ankara avukatlarından alınacak danışmanlık, hastaların ve ailelerinin haklarını aramalarında kritik bir adımdır.
Keytruda veya diğer kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanmaması durumunda hukuki destek almak veya SGK karşılanmayan ilaç davası açmak hakkında daha fazla bilgi için ofisimizle iletişim numaramız üzerinden bize ulaşabilir randevu oluşturabilirsiniz
Kanser İlacı SGK Tarafından Karşılanmadığında Ne Yapmak Gerekir? Ankara Avukat Desteğiyle Kanser İlacı Davası Prosedürü
Kanser ilacı davası süreçleri, hastaların ve yakınlarının SGK karşılanmayan ilaç davasında haklarını ararken izlemesi gereken adımları içerir. Özellikle Keytruda gibi hayat kurtarıcı olabilecek ilaçların SGK tarafından karşılanmaması durumunda, doğru hukuki adımları atmak hayati önem taşır. Bu rehberde, Ankara avukat desteğiyle bu karmaşık süreci nasıl yöneteceğinizi adım adım inceleyeceğiz.
Önemli Not: Endikasyon Dışı Başvurusu Her Zaman Gerekli Mi?
Uygulamada bazı avukatlar tarafından SGK karşılanmayan ilaç davası açmadan önce “endikasyon dışı ilaç başvurusu” yapılması gerektiği düşünülse de, bu her zaman zorunlu değildir. “Endikasyon dışı ilaç”, esas amacı kanserle savaşmak olmayan veya belirli bir kanser türü için özel olarak üretilmemiş ancak yine de hastalığa iyi geldiği kanıtlanan ilaçları ifade eder. Çoğu modern kanser ilacı, belirli kanser türlerine yönelik özel olarak üretilmiştir.
Ancak, bazı mahkemeler bu ayrımı göz ardı ederek her kanser ilacı davasında endikasyon dışı başvuru isteyebilir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız, mahkemeye bir ek beyan dilekçesi sunarak, endikasyon dışı başvuru yerine “yurt dışı ilaç başvurusu”nun (ruhsatlı olup olmadığını irdeleyen başvuru) yeterli olmasını talep edebilirsiniz. Bu başvuruları doktorunuzun yapması süreci hızlandırır. Doktorunuz yapmazsa, hasta veya vekil sıfatıyla Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na bizzat başvurabilirsiniz.
A) Kanser İlacı Davası Açabilmek İçin SGK’ya İlk Başvuru
Keytruda gibi akıllı ilaçları veya immünoterapi ilaçlarını (Opdivo, Tecentriq, Trodelvy vb.) reçetenizle eczaneden temin etmeye çalışarak sürece başlayın. SGK, ilacınız ödeme listesinde değilse bu başvurunuzu yüksek ihtimalle reddedecektir. Ancak, dava şartı olduğu için SGK’ya bu ilk başvuruyu yapmak zorunludur.
Bu ilk başvuru dilekçesi, talebinizin net ve belirli olması açısından büyük önem taşır. Hukuki usullere uygun, eksiksiz bir dilekçe hazırlamak, sürecin sağlıklı ilerlemesi için elzemdir. Dilekçenizde sadece belirli bir zaman dilimi için değil, tüm tedavi süreci için kesintisiz ibaresini de ekleyerek talepte bulunmanız faydalıdır. Bu sayede, sonradan davayı ıslah etmeniz veya talebinizi genişletmeniz gerektiğinde tekrar başvuru yapmanıza gerek kalmaz.
SGK, genellikle “ilaç maliyet etkinliği” gibi farmaekonomi bilimi görüşlerine dayanarak bazı ilaçları ödeme listesinden çıkarmaktadır. SGK’ya başvuru süreci, hem İş Mahkemesi hem de İdare Mahkemesi’nde kanser ilacı davası açmak için mecburi bir adımdır.
Temin Etmeniz Gereken Belgeler:
- Tarih, imza, ilaca neden mecbur olduğunuzun gerekçesi, hastalığınızı teşhis eden belge ve dökümanlar (patoloji raporu).
- Reçetenin “aslı gibidir” yapılmış versiyonu (mecburi). Özellikle Ankara‘daki kurumlar bu konuda çok hassas olabilir ve eksiklik durumunda zaman kaybı yaşanabilir.
- Sizin iletişim bilgileriniz (veya avukatınız aracılığıyla başvuruyorsanız avukatınızın iletişim bilgileri) (mecburi).
- Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu’nun Onay Raporu (mecburi).
- İlaç kullanım onay raporu (3 hekimin imzaladığı heyet raporu) (mecburi).
- Hangi hastanelere tetkik ve muayene için gittiğinizi gösteren belgeler.
- Size ilaçların iyi gelebileceğine dair görüş içeren doktor raporları ve reçeteler (özellikle ilacın muadilinin olmadığına veya kullanılmazsa hayati risk teşkil ettiğine ilişkin raporlar çok faydalıdır).
- PDL-1 seviyesini gösterir biyopsi raporu (ihtiyari).
- Kanser ilacı davasınızla ilgili uzman mütalaası (ihtiyari).
- Yurt dışındaki uygulamalar ve emsal örnekler (ihtiyari).
Dilekçenizin sonuç kısmı asla çelişkili olmamalı, aynı talebi içermelidir. Hakimler bu konuya dikkat ettiğinden, eksiklik veya yanlışlık durumunda “dilekçe ret” kararlarıyla karşılaşabilirsiniz. Böyle bir durumda paniklemeyin; dilekçedeki eksiklikleri kendiniz veya bir Ankara avukatı aracılığıyla düzeltip ek harç ödemeden yeniden dava açabilirsiniz.
Unutmayın: Kanser ilacı davasında ve SGK karşılanmayan ilaç davasında zaman çok değerlidir. Bu süreçleri bir Ankara avukatı ile yönetmek, hak kaybı yaşamamanız ve sürecin hızlı ilerlemesi açısından önemlidir.
Kanser İlacı SGK Tarafından Karşılanmadığında İlk Başvuru: Olmazsa Olmaz Belgeler ve Ankara Avukat Desteği
Kanser ilacı davası sürecinde atılacak ilk ve en kritik adım, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’ya yapılacak başvuru sırasında doğru ve eksiksiz belgeleri sunmaktır. Bu aşama, SGK karşılanmayan ilaç davasının temelini oluşturur ve özellikle Keytruda gibi hayat kurtarıcı olabilecek ilaçların temini için zaman kaybetmemek adına büyük önem taşır.
SGK’ya İlk Başvuruda Mutlaka Bulunması Gereken Temel Belgeler
SGK’ya yapacağınız ilk başvuru sırasında aşağıda belirtilen belgelerin eksiksiz bir şekilde dosyanızda yer alması, sürecin hızlanması ve olası zaman kayıplarının önüne geçilmesi için hayati derecede önemlidir. Ankara avukatları, bu belgelerin doğru ve usulüne uygun hazırlanması konusunda size profesyonel destek sağlayabilir.
-
Reçetenin Aslı ve “Aslı Gibidir” Onaylı Sureti: Doktorunuz tarafından size yazılan kanser ilacı reçetesinin aslını ve noter veya ilgili sağlık kuruluşu tarafından onaylanmış “aslı gibidir” suretini muhakkak başvuru dosyanızda bulundurmalısınız. Reçete, ilacın tıbbi gerekliliğini ve kullanımını kanıtlayan ilk ve en önemli belgedir.
-
İlaç Kullanım Onay Raporu (Heyet Raporu): Genellikle üç hekimin imzasını taşıyan ve ilacın hastanın tedavisi için uygunluğunu belirten bir heyet raporu, SGK başvurusunun olmazsa olmazlarındandır. Bu rapor, ilacın tıbbi endikasyonunu ve hastanın özel durumuna uygunluğunu ortaya koyar. Keytruda gibi immünoterapi ilaçları için bu raporun detaylı ve ikna edici olması büyük önem taşır.
-
Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu’nun Onay Raporu: Bu rapor, özellikle yurt dışından temin edilen veya ruhsatlı olmayan ancak tıbben kullanımı gerekli görülen ilaçlar için kritik bir belgedir. İlacın kullanımına dair Sağlık Bakanlığı’ndan alınmış bu onay, SGK’nın ilacı karşılama kararında belirleyici rol oynayabilir. Eğer ilacınız “endikasyon dışı” bir kullanım kapsamına giriyorsa, bu raporun önemi daha da artmaktadır.
Neden Bu Belgeler Hayati Öneme Sahip?
Bu üç temel belgenin eksik olması, SGK’nın başvurunuzu reddetmesi veya ek belge talep etmesi anlamına gelir. Bu durum, kanser ilacı davasında zaten kısıtlı olan zamanınızı daha da daraltarak hastanın tedaviye erişimini geciktirebilir. Özellikle Ankara gibi büyük şehirlerde, bu tür bürokratik engellerle karşılaşmamak adına başvuru dosyasının eksiksiz ve usulüne uygun olması büyük avantaj sağlar.
Ankara Avukat Desteğinin Önemi
SGK karşılanmayan ilaç davalarının karmaşıklığı ve bu süreçteki her adımın potansiyel hukuki sonuçları göz önüne alındığında, alanında uzman bir Ankara avukatından destek almak hayati önem taşır. Bir Ankara avukatı:
- Başvuru dilekçenizin hukuki teamüllere uygun, eksiksiz ve net bir şekilde hazırlanmasını sağlar.
- Yukarıda belirtilen zorunlu belgelerin eksiksiz olduğundan emin olur ve eğer eksiklik varsa tamamlanması için size rehberlik eder.
- Olası ret kararlarına karşı dava sürecini planlar ve yürütür.
- Mahkeme sürecinde iddia ve savunmalarınızı en güçlü şekilde sunar.
- Zaman kaybını en aza indirerek hastanın Keytruda gibi ilacına mümkün olan en kısa sürede erişimini sağlamaya çalışır.
Kanser İlacı SGK Tarafından Karşılanmadığında Ne Yapmak Gerekir? Ankara Avukat Desteğiyle Kanser İlacı Davası Prosedürü (Bölüm 2)
Kanser ilacı davası süreçleri, hastaların ve yakınlarının SGK karşılanmayan ilaç davasında haklarını ararken izlemesi gereken adımları içerir. Özellikle Keytruda gibi hayat kurtarıcı olabilecek ilaçların SGK tarafından karşılanmaması durumunda, doğru hukuki adımları atmak hayati önem taşır. Bu bölümde, sürenin önemini ve dava dilekçesinde dikkat edilmesi gerekenleri, Ankara avukat desteğiyle bu karmaşık süreci nasıl yöneteceğinizi ele alacağız.
B) Süreye Dikkat Etmek: Zaman Kanser İlacı Davalarında Çok Değerlidir
Keytruda gibi pahalı akıllı ilaçlar ve immünoterapi ilaçları için SGK’ya “Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödemesi Başvurusu Usul ve Esasları Hakkındaki Yönerge”ye göre başvuru yaptıktan sonra, belirli süreler içinde dava açmanız büyük önem taşır.
Normalde devlete karşı açılan davalarda İdare Mahkemeleri yetkili olsa da, SGK ile ilgili 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi gereği kanser ilacı davası ve SGK karşılanmayan ilaç davası genellikle İş Mahkemelerinde görülür. Eğer daha önceden ödediğiniz ilaç bedellerinin tazminini de istiyorsanız, bu alacaklar için zamanaşımı süreleri daha uzun olacaktır. Genellikle hastalığın tedavisi için ödenen ilk kutudan itibaren 1 yıllık ve her halde 5 yıllık süreyi geçirmemeye dikkat etmek gerekir.
Memurlar ve Kamu Görevlileri İçin Önemli Ayrıntı:
Halihazırda 4/c kapsamında SGK’lı olan (eski adıyla Emekli Sandığına bağlı memurlar ve kamu görevlileri) ile bazı banka emekli sandığı emeklilerinin kanser ilacı davasında görevli mahkeme, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları gereği İdare Mahkemesidir. Bu ayrıntı çok önemlidir; zira uygulamada bazı durumlarda dava İş Mahkemesinde açılabilse de, İdare Mahkemelerinde yürütmeyi durdurma kararlarının davalının savunması alındıktan ve tebligatlar yapıldıktan sonra verilebilmesi nedeniyle 2,5 ay gibi ciddi bir zaman kaybı yaşanabilir. Ankara avukatınız, bu görevli mahkeme ayrımını doğru yaparak sizin için en hızlı ve etkili yolu belirleyecektir.
C) SGK’ya Kanser İlacı Davası Açmak: Dilekçede Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kanser ilacı davası dilekçenizi hazırlarken yargı sisteminin işleyişini göz önünde bulundurmak önemlidir. İdare Mahkemeleri, idarenin yerine geçip doğrudan bir eylemde bulunmasını talep edemez; ancak idari bir işlemin iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını isteyebilir. Yani, İdare Mahkemesi’ne açılacak bir davada, “Keytruda adlı ilacın verilmeyeceğine yönelik idari işlemin iptali” gibi bir talepte bulunmanız gerekir.
Ancak, kanser ilacı davası uygulamada genellikle İş Mahkemelerinde görüldüğü için (yukarıda belirtilen istisnalar dışında), dava dilekçesinde doğrudan talepte bulunmak mümkün olacaktır. Bu, ilacın temini veya ödenen bedellerin iadesi gibi taleplerin doğrudan mahkemeden istenebileceği anlamına gelir.
Dava Dilekçesinde Çok Önemli Ayrıntılar:
- Talebin Netliği: Dilekçenizdeki talepler, hukuki ve maddi açıdan net ve anlaşılır olmalıdır. Ne istediğinizin (örneğin, Keytruda ilacının kesintisiz temini veya ödenen tutarların iadesi) açıkça belirtilmesi, yanlış anlaşılmaların ve zaman kaybının önüne geçer.
- Kanuni Dayanak: Taleplerinizi destekleyen yasal mevzuat ve emsal Yargıtay kararları dilekçenizde yer almalıdır. Özellikle Keytruda gibi ilaçların tıbbi gerekliliği ve hayati önemi, bilimsel raporlarla ve doktor görüşleriyle güçlendirilmelidir.
- Hukuki İfade: Yargının idarenin yerine geçemeyeceği ilkesi gereği, idare mahkemesi nezdinde açılacak davalarda “idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması” şeklinde bir talep, dava dilekçesinin hukuki niteliğine uygun olacaktır. Ancak İş Mahkemeleri’nde bu durum farklıdır ve doğrudan talep edilebilir.
- Çelişkisiz Bilgiler: Dilekçe içeriği ve ekler arasında herhangi bir çelişki bulunmamalıdır. Hakimler bu konuya özellikle dikkat ederler ve çelişkili ifadeler “dilekçe ret” kararlarıyla sonuçlanabilir. Bu tür durumlarda, eksiklikleri düzeltip tekrar dava açmanız gerekecektir.
Kanser ilacı davası sürecinde bu kadar çok hukuki nüans ve dikkat edilmesi gereken detay varken, profesyonel bir Ankara avukatından hukuki destek almak, sürecin başından itibaren doğru adımlarla ilerlemenizi ve hak kaybı yaşamamanızı sağlar.
Kanser İlacı SGK Tarafından Karşılanmadığında Ne Yapmak Gerekir? Ankara Avukat Desteğiyle Kanser İlacı Davası Prosedürü (Bölüm 3)
Kanser ilacı davasında, hastaların ve yakınlarının SGK karşılanmayan ilaç davasında haklarını etkin bir şekilde aramaları için dava dilekçesinde kritik hususlara dikkat etmek gerekir. Özellikle Keytruda gibi hayati öneme sahip ilaçlar söz konusu olduğunda, doğru hukuki adımlar tedavinin kesintisiz devamı için belirleyici olabilir. Bu bölümde, dava dilekçesindeki tedbir talebini ve dava türü seçimini, Ankara avukat desteğiyle bu karmaşık süreci nasıl yöneteceğinizi ele alacağız.
D) Kanser İlacı Davası Dilekçesinde “Tedbir Kararı” Talebi
Kanser ilacı davası açarken, dava dilekçenizde mahkemeden “ilaçların kesintisiz olarak SGK tarafından karşılanması” için tedbir kararı verilmesini talep etmelisiniz. Bu talep, davanın esastan sonuçlanmasını beklemeden, hastanın ilaca erişiminin devamlılığını sağlamak adına son derece önemlidir. Genellikle “ölüm-kalım” riski taşıyan kanser ilacı davalarında mahkemeler bu tedbir kararlarını hızlıca, hatta bir hafta gibi kısa bir süre içinde verebilmektedir.
Tedbir kararını aldıktan hemen sonra, bu kararı SGK’ya iletip sistemlerinde ilgili ilacın (örneğin Keytruda) karşılanması için gereken adımları atmalarını talep etmek gerekecektir. Bu, tedavinizin kesintiye uğramamasını sağlayacak kritik bir adımdır.
E) Dava Türü Seçimi: Belirsiz Alacak Davası mı, Kısmi Dava mı?
Kanser ilacı davası açarken, dava türü seçimi de önem arz eder. Güvenli olması açısından davanın “belirsiz alacak davası” olarak değil, “kısmi dava” olarak açılması daha güvenli olacaktır.
Doktrinde her ne kadar “biyolojik nedenlerden ötürü talep sonucunun bedelinin belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir” denilse de, olası riskleri minimize etmek adına kısmi dava tercih edilmelidir. Kısmi dava, talebinizin belirli bir kısmını belirleyip dava açmanıza olanak tanır ve dava süresince talep miktarını artırma (ıslah etme) hakkınızı saklı tutar.
Faiz ve Zamanaşımı Hususları:
- Faiz: Dava açarken asıl alacağa bağlı bir alacak olan “faiz” talebini unuttuysanız, bunu sonradan ıslah yoluyla istemek mümkündür. Ayrıca, fazlaya ilişkin haklarınızı açıkça saklı tutmasanız bile, yerleşik Yargıtay içtihatları sayesinde 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmediği ve faizden açıkça feragat etmediğiniz sürece faizi talep etmeniz mümkündür.
- Zamanaşımı: Kanser ilacı davasında söz konusu olan zarar genellikle “mütemadi” yani devam eden bir zarardır. Bu durumda zamanaşımı, son zarardan itibaren işlemeye başlayacağı için zaman aşımı riski nispeten daha azdır. Ancak yine de hak düşürücü sürelere dikkat etmek, hak kaybı yaşamamak adına kritik öneme sahiptir.
Ankara avukatınız, Keytruda veya diğer kanser ilaçlarınız için açacağınız SGK karşılanmayan ilaç davasında, dava dilekçenizin doğru ve eksiksiz hazırlanması, tedbir talebinin usulüne uygun yapılması ve dava türü seçimi gibi konularda size en doğru stratejiyi belirleyerek yol gösterecektir. Bu hukuki süreçlerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, profesyonel bir destek almak, tedavinizin kesintisiz devamlılığı ve maddi haklarınızın korunması açısından elzemdir.