Markaların Benzerliği ve Yargıtay’ın Değerlendirmeleri
Bu makale, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022 yılında verdiği kararlar ışığında markaların benzerliğine ilişkin yapılan yasal düzenlemeleri ve yüksek mahkemenin içtihatlarını incelemektedir. Kararların ışığında, marka tescilinde ve hükümsüzlük davalarında markaların benzerliğine dair somut ve hukuki kriterler üzerinde durulmaktadır.
Markaların Benzerliği: Yasal Çerçeve
Türk Hukukunda, bir markanın tescili için belirli yasal kriterler bulunmaktadır. Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ve önceki düzenlemeler, tescil edilmiş bir markanın benzerliği nedeniyle karıştırılma ihtimali taşıyan bir markanın hükümsüzlük talebini ele alırken, belirli şartları aramaktadır. SMK, markaların benzerliği için yalnızca şekli bir benzerlik değil, aynı zamanda bu benzerliğin kapsadığı mal ve hizmetlerle de ilişkilendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Tescil edilen bir markanın başka bir marka ile karıştırılma ihtimalinin bulunması, yalnızca şekli benzerlik değil, aynı zamanda ilgili mal ve hizmetler arasında da bir benzerlik bulunmasını gerektirir. Bu bağlamda, “halk” tarafından karıştırılma ihtimali de göz önünde bulundurularak, sadece şekil benzerliği değil, mal ve hizmet sınıflarının benzerliği de önemli bir kriter olarak belirlenmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin Kararları ve İçtihatlar
Yargıtay, 2022 yılına ait verdiği dört farklı kararda markaların benzerliği konusunu detaylı bir şekilde incelemiştir. Bu kararlar, özellikle SMK m.6’da yer alan yasal düzenlemenin nasıl uygulanacağı ve markalar arasında benzerlik olup olmadığının somut örnekler üzerinden açıklığa kavuşturulması açısından önemlidir.
- 1. Karar: Bu kararında Yargıtay, yalnızca şekli benzerliğin yeterli olmadığını ve markaların tescil edilen mal ve hizmet sınıflarının da benzerlik taşıması gerektiğini vurgulamıştır. İlk derece mahkemesi, bu araştırmayı yapmadan karar verdiği için Yargıtay, kararı bozmuştur.
- 2. Karar: Yargıtay, yine şekli benzerliğin ötesinde tescil edilen mal ve hizmet sınıflarındaki benzerliği de göz önünde bulundurarak, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Karar, marka tescili ve benzerliği konusunda bir içtihat oluşturmuştur.
- 3. Karar: Burada Yargıtay, markaların görsel ve işitsel benzerliğini değerlendirirken, halkın ortalama algısını dikkate almıştır. Özellikle “goldenvillage” ve “greenvillage” markaları arasında tescil sınıfları ve algı farkları nedeniyle benzerliğin zayıf olduğu ifade edilmiştir.
- 4. Karar: Bu kararda, tütün markası “CAMEL” ile “CML Cafe Bistro” arasındaki benzerlik incelenmiş, markalar arası düşük bir benzerlik bulunduğu, ancak tescil sınıflarının farklı olması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin olmadığını belirlemiştir.
Halk Kavramı ve Algı Düzeyi
Yargıtay, markalar arasındaki benzerlik ile ilgili değerlendirmelerinde “halk” kavramını sıkça kullanmaktadır. Bu kavram, yasal düzenlemelerde geçen “halk” ifadesinin, “ortalama tüketici” anlamına geldiğini göstermektedir. Yargıtay, halkın, marka ve başvuru işaretlerini aynı anda görme fırsatının olmadığını ve bu nedenle markaların algısının çok dikkatli ve uzman kişilerden farklı olduğunu kabul etmektedir.
İçtihatlarda, ortalama tüketicinin “yanılgı ve karıştırmadan” söz edebilmek için iki markayı karıştırıp karıştırmadığına bakılmaktadır. Yargıtay, markaların görsel ve işitsel benzerliğini, ortalama tüketicinin algısını dikkate alarak değerlendirir ve bu tüketicinin, ürünleri karıştırma ihtimalini göz önünde bulundurur.
Sonuç
Yargıtay’ın verdiği kararlar, marka benzerliğine ilişkin kriterlerin ne şekilde uygulandığını, markaların tescil sınıflarının önemini ve halkın algısının nasıl değerlendirileceğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Yüksek mahkeme, özellikle şekli benzerliğin yanı sıra mal ve hizmet sınıflarındaki benzerliğe de büyük önem vermektedir. Markaların hükümsüzlüğü davalarında bu kriterler dikkate alınarak, hem somut örnekler hem de yasal düzenlemelerle ilgili içtihatlar oluşmuştur.